11 Kasım 2009 Çarşamba

OLMAK YA DA OLMAMAK!!!

Bugün sizlere ünlü bir sözlere sesleniyorum..evet  takımın içinde bulunduğu bu durumda olmak yada olmamak meselesi bir yanda koltuğuna kazık çakmak isteyen Beşiktaş'ı borç batağına düşüren başkan diğer yanda kendi dahi ne yaptığını anlayamamış olan hoca ve de her zamanki gibi birilerine vurmaktan zevk alan medya...Bir gün suç taraftarda ertesi gün hakemde camia ayakta gözler seçimde!!! Sonuç değişir mi? seçimde bilinmez. Ama Beşiktaş açısından her gün biraz daha olmak ya da olmamak durumuna doğru ilerliyor. Rakipler belli oyunlar ve anlaşmalar ile yola devam ederken sen elindeki silahları kendine kullanıyorsun...Camia yaralı arkadaşlar...Kan kaybı sürüyor....
Siyah-Beyaz bir takıma pembe tablo çizilmez... Takım puan alıyor evet ama nereye ve ne zamana kadar bilinmez çünkü sistemsiz,şekilsiz,cılız bir takım hüviyetinde takım...Üstelik futbolun yarısı kadar bile harcanmayan Basketbol süper giderken...Mustafa Hoca diyor ki kendisini eleştirenlere 'onların bildiği kadar unutmuşluğum var' hocam şu unuttukları bir hatırla lütfen şu takımı uçurumun kenarından al...Önünde 15 gün gibi bir ara var..Takımı toparla, Feneri yen...Şu takımı hakettiği yere yani zirveye çıkar...Sonra seni eleştirenlere kapak olsun diye bu işi bırak...Kariyer yap hoca kariyer,fantezi değil lütfen...Futbolcular ruhen sahada yoklar Bobo,Nobre,Tabata,Nihat,Tello neredeler? Lütfen ya olun ya olmayın...Millet yoluna baksın..Umutlarını yaksın...

20 Ekim 2009 Salı

Kazanmayı Öğrenmek!!!

evet hocanın dediği takım yavaş yavaş yerine oturmaya başlıyor...takım kazanmaya ve şansını yanına almaya başladı. sanırım Wolfsburg maçı ivme kazanan takım için bir çıkış bir patlama maçı olacak. Ama futbolu çözdü hoca takım da çözdü...en önemlisi kazanmayı öğrendik... Fakat hala başkan kazanmayı öğrenemedi...Hatalar ve hatalar.. devam ediyor...neyse takımın kazanması ve hafta içerisinde hizmete giren KARTALCELL hayırlı olsun..gözler Şampiyonlar Liginde!!!

7 Ekim 2009 Çarşamba

GERİ DÖNDÜK!!!

Denizli maçı bir çok şeyin dönüm noktasıydı bu maç gösterdi ki geri döndük...Camia galibiyetten çok başkana yapılan haklı pretostaları konuştu. Kimisi katıldı kimisi karşı çıktı. İşte Beşiktaşın karışık tablosu kaosu geri dönerken takım yniden kazanmaya başladı...herkese hayırlı olsun...

1 Ekim 2009 Perşembe

YILLARDIR AYNI ROL AYNI SAHNE!!

yıllardır aynı rol aynı sahne!!!
söyleyeceklerim galibiyete mağlubiyete skora değil...ama artık bazı istek ve düşüncelerim var.kim yapar bilmiyorum.. ama ben taraftar olarak salak yerine konmaktan sıkıldım...her zaman aynı mantık olan hiç bir şey yok ' ertele umutlarını bir hafta' mantığı ne Beşiktaşa nede bize hiç bir şey vermiyor yıllardır aynı oyun...transfer olmaz olamaz haftaya dünya starı ertesi gün kalburun bile altı adamlar...yedik yiğiyoruz yemeğe devam...bir hafta kötü kadro kötü oyun haftaya düzelticez bir daha ki maç iyiyiz hop aynenn devam.. bağarın türbünde avazınız çıkana kadar yenildikmi çağar trbüne destek ol..olmasssan sebep sensin..ve bundan önceki yıllarda bir maça bağlı olan başarı bütün sezon oynamayan adamlar fenevbahce maçında kral ilan edilip takımda kalır...rakip olarak belirlediğin takımlar kadro olarak senin önündedir.. bu sefer ruh ve sezon sonu yalanları başlar..süre uzun sezon sonu şampiyonluk yok bu seferde seneye seneye hadi uyu bakim taraftar...uyu bakim camia...


yeter artık lütfen ne biz inanalım nede millet bizi kandırsın en ufak bir medya,yönetim,hoca,topçu vb yalanına kanıp yorgan yakmayalım gözümüzle görüp analiz edelim başka örnekleri izleyelim...düşünelim ağlarmıyız gülermiyiz..yoksa harbiden aşkımıza göremi en büyüğüz sadece başarılımıyız başarısızmı hakkımız yendimi yenmedi mi? lütfen artık anlayalım tahlil edelim...futboldan anlamaya gerek yok bu söylediklerim için gerçi ülkemizde 70 milyon td ve başkan vede futbolcu var ama neyse, sadece elma ve armutu doğru ve yanlışı ayıralım ozaman gözümüz açılacak..haydi uyan camiya uyan taraftar..bu oyuna ortak ve figuran olma...iyi günler...

30 Eylül 2009 Çarşamba

OYUNCULAR VE FİKİRLER SOĞUKTA DONMUŞLAR!!

Yıllardır izlediğim en sorumsuz en kendini bilmez Beşiktaş bir kez daha puan kaybetti. Hala anlamaya çalışıyorum...Hoca ve futbolcular ne yaptıklarını biliyorlarmı diye. Gerçi ne yaptıklarını anlamakta zor ya neyse.
lafı fazla uzatmayacağım bu sefer eleştirmeden gelişmeleri takip edeceğim...kendinize ve takımınıza iyi bakın..

24 Eylül 2009 Perşembe

VURUN BEŞİKTAŞ'A!!!

Lige iyi başlayamadık fark 9-12 fark etmez üst sıralarda bir kaç takım var. sezon bitti de haberimiz mi yok arkadaşlar. Nerede şampiyon camiaya? neler oldu  da yorumcusundan,yöneticisine,başkanına,hocasına,futbolcusu' na kadar herkes Beşiktaş'ımıza vurur oldu.Gene ezilen ,puanları giden,küfür eden,paraları giden ,skandal batağına düşen biz olduk. HAYDİ VURUN BEŞİKTAŞ'A kampanyasını kim başlattı...

Sezon başlangıcını böyle özetledik iyi oynayan hücum eden bir takım Beşiktaş. Şanssız bir o kadar da direklere, hakemlere,ona buna takılan bir takım. Büyük başarısında yokmuş farzedilen, en küçük kaybında yerle bir edlen bir takım. Güçlü, savaşan,son barikat bir takım.Haydi gene vurun Beşiktaş'a saçmalayın onu bunu bahane edin.Haydi Vurun BEŞİKTAŞ'A Başarabilirseniz yıkana kadar vurun,bıkana kadar vurun. Karşınızdayız gene ŞEREF'İMİZLE  Savaşıyoruz ASİ RUHUMUZ'LA DELİ KANLI DURUŞUMUZLA, kazanacağız HAKKI'MIZLA. Siz vurun devam edin haydi VURUN BEŞİKTAŞ'A!!! 

13 Eylül 2009 Pazar

BU TAKIM BU SENE GENE ŞAMPİYON!!

Tüm gözler Ali Sami Yene çevrilmişti. Herkes takımımızın beklenen patlamayı yapıp çok şişirilen Galatasaray'ın havasını almasını bekliyordu. Nitekim kadro sahaya çıkınca şoke olmuştuk inanılmaz bir şekilde forvetsiz oynamak için ısrar eden ve oyunucuları yerinde ve zamanında kullanmayan bir hoca ile karşı karşıyaydık.üstelik kalede 4 hafta sakatlıkla boğuşan bir kaleci vardı.takımın mücadele gücü muhteşemdi. 4. dakikada yediğimiz gol bile bizi oyundan koparmamıştı. ama eksik olan bir şeyler vardı. oda forvetlerdi.forvet oynaması gereken Nihat bir şut bile atamazken gol fakiri Serdar maçtaki neredeyse tüm pozisyonlarımızı bozuk para misali harcamıştı.oyuna sonradan giren Bobo ve Holosko da kaleye oldukça uzak oynayarak sanki gol atmamak için oynuyormuş gibi ilginç bir takım ve hoca izlettirdi herkese. Millet takıma futbolculara yerleştiriyor. Ağzı olan yorumcu kalemi olan yazar oluyor biranda yıpratma çalışması başlıyor..

İnanç herşyi başarmamızı sağlar.. Biz inanıyoruz hoca inanıyor,futbolcu inanıyor..hoca 8. haftayı taraftar puanı futbolcu seriyi bekliyor...orda burda konuşanlarda şu takım çöksede giydirsek diye bakıyor..

İnaç diyorki her yıl olduğu gibi gene Beşiktaş millete giydirecek ve diyoruz ki inanın çocuklar çocuklar inanın.. Her konuşana değil mücadele edenlere bakın..

BU TAKIM BU SENE SÖKE SÖKE ŞAMPİYON!!!

7 Eylül 2009 Pazartesi

RUHUMUZ GERİ DÖNERSE!!!

Bir Beşiktaş'lıyı diğer taraftarlardan ayıran en önemli farklardan biri RUH'tur. Asi Ruh, Takımda bu ruhla oynar. Savaşır mücadele eder. Başarıların ardı arkası kesilmezdi. Bu ruh çoğu zaman Pascal olurdu bazen İlhan ve Sergen,Murat,Zago,Ronaldo saymakla bitmez. İşte bu ruh yüzüncü yıldan sonra bir yerlere gitmişti. Yıllarca göstermelik başarılarla ruhumuz geldi sandık. Taaki Mustafa Denizli gelene kadar. Denizli hocamız ilk geldiği gün takımın ruhu ve özgüvenini geri getireceğiz demişti. Getirdi de Ernst oldu,Yusuf oldu,Toraman oldu ve bütün futbolcularımız ruhumuz oldu. Şampiyonluklar Kupalar oldu. Ama gelin görün ki Bu Ruhta futbolcularımızla beraber tatilde kaldı. Ruh olsun diye Ferrari ,Nihat,iki üç genç oyuncu alındı ama gördük ki ruhumuz gel gitlerle yeniden kendini göstermeye başladı. İşte bu ruhun patlama yapmasını beklerken bir an önce patlasın diye sürekli bekledik sürekli destek olduk sonuna kadar da destek olacağız. Son olarak Tabata bu Ruh'u ortaya çıkartırmı bilinmez ama en kısa zamanda Beşiktaş'ın ASİ RUH'U patlama yapacak ve ligimizle beraber Avrupayıda sallayacaktır..bekleyelim görelim..

4 Eylül 2009 Cuma

BEFAM NEREDE?

Avrupa da neredeyse tüm takımların uyguladığı bir sistemdir 'scout sistemi'.10 larca gözlemci çeşitli ülkelerde neredeyse halı saha maçlarını bile takip edip çeşitli yaş aralıklarından 1000 lerce futbolcu listelerler.Sadece yurt dışı değil kendi ülke ve alt yapılarında da çalışıp yeni yetenek ve oyuncular bulurlar. Bu sistemin Türkiyede doğrudan uygulanmasını gerek federasyon gerek takımlar ekonomik açıdan zor bulmaktadır. Bu yüzden iş amatörce yürür.Ama buna benzer bir sistemi yıllar önce Beşiktaş Jimnastik Kulübü kendi bünyesinde kurmuş ve bir çok futbolcu ve yetenek futbola kazandırılmıştır.En bilindikleri Tello, Delgado,Ribery,Ekrem Dağ,Serdar Özkan gibi oyuncular ve daha bir çok futbolcu var. Ama gelin görün ki ülkemizin en büyük özelliği olan iyi şeyleri yok etme durumu BEFAM içinde gerçekleşmiş ve maliyetli olduğu gerekçesiyle kapanmış yada işlevliğini yitirmiştir.Başta Mehmet Ekşi olmal üzere kendi içinden bir çok antrenör ve hoca çıkarmış Beşiktaş kulübü nice isimlerle bu kurumu beslemek yerine yok etmeyi tercih etmiştir.Dikkat edin büyük ülke ve takımlar en önemli oyuncularını bile yerini doldurma korkusu olmadan satarken biz Delgado,Bobo gibi oyunucalrın yeri dolmaz diye satmaktan kokar olduk. Bu sistemin en önemli özelliği çok geniş bir futbolcu database'ine sahip olması.En önemli örnek İtalyanın Efsane takımı Ac Milan, süper yıldızları Kaka Leite'yi gözleri kapalı sattılar ve geçtiğimiz hafta da dünyada yeni Kaka arayışına başladılar ve scoutlarına çok güveniyorlar kesin olarakda bulacak ve dünya futboluna armağan edecekler..Bakın ülkemize Nihat hariç kaç oyuncu muz var dünyada tanınan.Tamam çeşitli sebeplerden gidemiyor oyuncular belki ama gidemeyen oyuncular kendi takımına ne katıyor iyi bakalım.Genç yetenek dolu Beşiktaş Alt yapısı ama kaç tanesi A takıma çıkacağından yada geleceğinden umutlu kim bilir hangi takıma kiralanacak yada küstürülüp yok olacak belki bir kaçtanesi A takıma çıkacak bilmem kaç paraya alınan yıldızların arkasında bir gün biri güvenir diye bekleyecek..Belki söylediklerime katılmıyorsunuz ama BEFAM yada scout sistemi muhteşem bir oyuncu portföyüne sahip yani bu adamı satarsam yerine adam bulamam gibi düşüncemiz olmazdı. Neyse umarım bir gün ülkesel açıdan bazı sistemleri kabul edip uygularız futbolumuz için önemli bu.

Bir sözde A2 ligine Avrupanın 10 yıl önce geçtiği 'reserves league'(Reserv lig) uygulamasına biz daha yeni adım attık.Ama bu olayında ilginç olan yanları var. Amaç gençleri kazanmak ve kendi takımında oynayamayan oyuncuları lige hazırlamaksa neden yaş sınırı var. neden maçlar büyük arenalarda herkesin gözü önünde olmazda orda burda olur. Yaş sınırı olmasa Orhanlar,Necipler,Emreler karşılarında Delgadolara, İbrahimlere ve daha bir çok sakatlıktan çıkan profesyonel oyuncuya karşı oynama fırsatı bulur. Bu da kendini geliştirmesine,A takıma hazırlanmasına ve Kendini kendinden daha üst seviye oyunculara karşı deneme imkanı bulur.Yaş sınırı olunca aynı jenerasyon tıpkı alt takımlarda olduğu gibi hala beraber oynuyorlar biliyorlar ki A takıma hazırlık değil bu. Köşeye atılmış stadlarda oynuyorlar sadece İlk maç derbi olduğu için İnönüde oldu.hatırlıyorum eskiden maçlardan önce paflar çıkar maç yapardı.taraftar izler futbolcu alışırdı. ilerde o oyuncu doğrudan takımda oynar ve baskı hissetmeden hem sevilir hem başarılı olurdu.Yuhalanmaz yada kovalanmazdı kulüpten.

Umarım doğru konulara değinmişimdir.şüphesiz unuttuğum çok şey var ama.bunlarda anlatmak istediklerimi anlatmamı sağladılar.herkese iyi ve bol Beşiktaşlı günler.

31 Ağustos 2009 Pazartesi

SHAKTAR OLABİLMEK

Shaktar  olabilmek

 

Çok soğuk ve imkanları kısıtlı bir ülke Ukrayna,Milli ve Kulüp bazındaki takımları ortada.Kağıt üstünde Türk takımlarıyla yan yana  koysan bizimkiler maçı bilmem kaç sıfır kazanır.Bir dönemler Dinamo Kiev vardı.Hani herkesin korktuğu Kiev..İnönü’de tepetaklak edipte yolladığımız Kiev. O Yıl başımızda kötü oynatıyor çok savunma yapıyor denilen ve elimizden çalınan şampiyonlukta hemen gönderilen Mircea Lucescu vardı. Yıllar geçti Ukrayna futbolu karşımıza iyi kötü yeniden çıkmaya başladı. Ama bir takım vardı ki… Bütçe olarak bizimkilerin yanından geçmeyen..Oradan buradan oyuncu getirip Avrupa’ya veren karşısındaki kim olursa olsun Ölümüne oynayan bir  takım. Bana Bir zamanlar ki Beşiktaş’ı hatılatan Lucescunun Shaktar’ı.Çok inanılmaz bir takım. Oynadıkları Futboldan zevk almıyorsun bazen ama kendilerinden kat kat güçlü takımlara karşı ölümüne oynuyorlar. Güçsüz rakiplere de öyle tabi ki her rakibi aynı görüyorlar. Gençlerden kurulu tam bir ordu.

Uefa Kupasını kazanan, Sahada basmadık yer bırakmayan. Süper Kupa’da Barcaleno’ya ne odlunu şaşırtan bir takım. Aslında örnek de alınması gereken bir takım. İlginç transferlerin olduğu günümüzde onlar örnek alınmalı. Maç kaybetmiyorlar mı? Tabi ki Kaybediyorlar ama onların kötü oynayarak savaşmadan yenildikleri maç çok az. Yürekleri de örnek alınmalı Türk Takımlarının 1 oyuncuya verdiği parayla kurdukları defans hattı gibi sağlam oynamalı. Soğuk ülkenin soğuk takımı olmalı.

 

Bu yazıyı yazma sebebim Türkiye’deki takımların ne kadar iyi şartlarda başarısız olduğunu anlatma isteğimdi. Oldu mu? Olmadı mı? Bilmem ama bildiğim bir şey örnek alınması gereken bir takım bizim yarımız kadar güçteler belki her hazırlık ve resmi maçta yeniyoruz gerçi. Ama yürekleri bizim topçularımızdan büyük. Kurumsallaşmak istemeleri Yönetimleri, Vizyonları bizim görüşümüzden büyük öyle kazanıyorlar öyle korkuluyorlar.

 

Önümüzde Manchester maçı var. Türk futbolunun bir özelliği vardır. Çok zor maçlarda İman gücü ile oynayıp İnanılmaz işler yaparlar. Kazanabilecekleri maçları genelde dikkate almazlar. Umarım bizde yukarıda anlattığım özelliklerle donanırız. Yenilsek bile korkulan oluruz. Savaşmadan bırakmayız galibiyeti… Gerekirse Tribündeki taraftarla ölmeli topçu takımı için. Bizim gibi hissetmeli bizim gibi Yüreğini vermeli.

28 Ağustos 2009 Cuma

ON YÜZ BİN MİLYON BALONCUK VE GİDEN EURO'LAR

    Endüstriyel futbol malum para olmadan dönmez bu çark.. Avrupada vergiler acayip fazla, kurallar çok katı,giderler düşük,gelirler yüksek.Reklam,prim,sponsorluk derken süper paralar dönüyor.Nereye gelecek konu diye düşünüyorsunuz..Tabiki ülkemiz futbolunda harcanan paralar ve yöneticilerin sanki gazozlardaki baloncukları saçar gibi dağıttıkları paralar.Son olarak karşımıza Beşiktaşın Tabata transferi gündeme gelen 10,5 milyon € tutarındaki maliyet.10,5 milyon Euro'ya hangi futbolcular alınır derseniz.Dünyaca ünlü bir çok yıldız sayılabilir.Fakat ilginç olan Beşiktaş Başkanının çok yakın arkadaşı ve iş ortağı olan bir başka kulüp başkanına ödediği uçuk bonservisler acaba iş sadece futbol ile alakalı değilmi..yoksa Gaziantepspor başkanı aracılığla oyuncuların değeri arttırılıp görüntü mü yapılıyor? ya da iki başkan transferlerden aldıkları bonservisleri bir birlerine başka bir zamanda iade edipte transferleri beleşe mi yapıyor? Bunun gibi çok sayıda Komplo teorisi üretilebilir.Hangisi doğrudur bilinmez ama giden paralara bakarsak yeni bir kulüp kurulur..
Hatırladığım ilk olay Del Bosque ve Juanfrana ödenen büyük paralar..Klebersonlar,Aİltonlar,Gözü görmeyen GordonlariYoula,Higuain ve daha saymak istemediğim bir çok zararına transfer..Kurumsallaşma kocaman bir ' 0 ' (Sıfır) ama bunları görünce aklıma bir gazoz reklamında oynayan küçük kız çocuğu geldi gazozu içtikten sonra ne diyordu: ' on yüz bin baloncuk yuttum'...bizim yönetimde aynen bu yutulan baloncuklar gibi  'bilmem kaç milyon euro harcadım' diye böbürleniyorlar.
Fakat işin aslı öyle değil rakiplerin yaptıkları transferlerin forma ve ürün satışından o transferin maliyetini çıkarırken bizim hocalar maliyetleri formanın kendisinden düşük olan adamlara bir ton para harcayıp takım kurup başarısız oluyorlar...
Beşiktaş'ımızın değerli büyükleri lütfen doğru bir yapılanma ile Beşiktaşı bu kötü yönetim illetinden kurtarın doğru bir kurumsallaşma yapın kulübün geleceğini yeniden kurtarıp Karakartal'ın kaderini de kara yapmayın..gelin el atın şu işe bu Gaz'la bu camia yürümez bize kurşunsuz değil süper lazım lütfen Bu Beşiktaş hepimizin Bu paralar hepimizin!!!

24 Ağustos 2009 Pazartesi

ÖNCE DENİZLİ SONRA TAKIM!!!


Geçen sezon çok büyük başarılara imza atarak hem Türkiye hem de Süper Lig kupasını alarak sezonu çifte kupayla kapatan takımı Beşiktaş..Neler oldu ? Bu şampiyonluktan sonra önce Denizli gündemi meşgul etti kaldı gitti derken en doğru kararı verdi hoca kaldı takımda..arkasından Mehmet Topuz transferindeki gündem meşguliyeti..herkes Avrupada kamp yaparken biz İstanbulda futbolcular evlerinde aileleriyle zaman geçirirken kamp ortamı yok takımda..Derken Delgado ve transfer karmaşası...Bunca şeye rağmen taraftar umutlu..Yalnız ortada toparlanması gereken şeyler var..Denizli hocamız önce kafasını toplasın geçen yıl kulübede rahat duran,kenara bakan oyuncuyu duruşuyla güçlendiren hoca bu yıl yok, endişeli,sinirli,tedirgin sanki beklentisi farklı takımdan kadro tercihi taktiksel dizilişi bize göre yanlış olsada vardır bir bildiği diyoruz hocamıza..geçen yıl yönetimin hatalarını da telafi eden hocamız bu yıl kendi Egolarının peşindemi bilinmez fakat kesinlikle bu takımı toparlamalı..Tello dan oyun kurucu,bobodan sol açık,Nihat'tan da 4-3-3 adamı olmaz bunu anlaması lazım ayrıca...Süs bitkisi değil dediği oyuncuları artık denemesi lazım.yanlış anlamayın..fazla sempati duymam Serdar Özkan'a ama elinde oyun kurucusu olmayan takımda bence oynaması gereken bir oyuncu...Porto maçında süper oynadı bence oynamalı..Ayrıca Erkan diye bir oyuncu var acayip hızlı ve iyi orta kesen bir isim Ekremle ikisi Sağ kanadı uçurabilirler..en önemlisi Fink hocam çıkarma şu adamı Nihatı çıkar,Holoskoyu çıkar ama orta saha yı taşıyan iki Almana dokunma lütfen..bide beklerde sıkıntımız var Gördük ki Rıdvan sağ tarafın değişmez ismi olma yolunda umarım sende görürsün...solda İsmail en doğru tercih tamam bazen yanlış toplar kullanıyor ama 20 yaşında bir çocuğun top kaptırmasıyla 30 yaşında ki oyuncu arasında fark vardır.Genç olan kendini geliştirir mesela ve de yuhalanmaz,tepki çekmez..Savunmada Sivok' a kesin bir uyarı yapılmalı yoksa bu sezon +2 nin biri Sivok olur..aynı şekilde Erhan kesinlikle yedek olmalı Rıdvan orayı götürür.Nobre top alamıyor en önemlisi takım ne öldürücü pas nede şut atabiliyor..hocam Şut olmadan gol olmaz bunu futbolcularımıza aktar lütfen..lütfen bu takımı kendine getir hocam kafanı topla,takımı topla,kupaları topla hocam...

22 Ağustos 2009 Cumartesi

MEDYA , TRANSFER ve BEŞİKTAŞ'LILIK DURUŞU!!!

Şampiyonluk, zorlu geçen bir sezonun sonunda bir çok rakibi geçerek kazanılan bir başarıdır.Şampiyon demek en iyi demektir.
Evet normalde böyle olması gerekir.. ama Türkiye'de durum biraz farklıdır.Şampiyon Beşiktaş ise o zaman gündem değişir sanki bir önceki yıl şampiyon çıkmamış gibi davranılır... ve de bir daha aynı şey olmasın diye yoğun çaba sarfedilir...

Son yıllarda Beşiktaşımızın üzerine mevcut yönetimlerce oyanan oyunlar bellidir.Anlatmaya gerek yok..Fakat medyanın yaptığı yanlılık ve renklilik ayrı bir boyuttadır.Beşiktaş iyi bir şey yapınca ya üstünde durulmaz ya da 'öküz altında buzağı aranır'.Bunu son transferler ve Kızılay reklamlı formalarda gördük..he bide rakiplerimizin amigoları sahaya girince nasıl bir ceza geldini gördük,gülmekten öldük..sanki sahaya giren twigy maskotu gibi davrandı medya ne olmuş futbolcusunu sevmek suçmu dedi...Suç değil doğru ama renkleri değiştirin bakalım...Bunu yapan herhangi bir Beşiktaş Taraftarı olunca neler olur ben size söyliyim.. Federasyon bilmem kaç sayılı kanunu uygular,medya bize holigan,Polis terörist muamelesi yapar..neyse konu saptı..transferlere bakalım şimdi..hepsini ele almayacağım bazılarını inceleyeceğim..Fink isimli adı sanı duyulmamış bir oyuncu aldık...Ama güzel bir oyuncu demek herşey isimle olmuyor güçlü fizikli panzer gibi bir adam...bu oyuncu geçen yıl rakiplerimizden birinin gündemine girmişti..Medya Oyuncumuzu övdü övdü şöyle kral böyle yıldız....Sonuçta biz aldık,geldiği ilk gün düz oyuncu, ne işi var? gibi yorumlar görüldü medyada karalama kampanyası başladı..ama Fink cevabını sahada verdi..tıpkı geçen yıl Yusuf'un medyaya yaptığı kapak gibi...neyse gelelim Delgado ve Bobo olaylarına yönetimin hataları medyada yer aldı herkes bir ucundan vurdu da vurdu Beşiktaşa,Tıpkı Mehmet Topuz olayında olduğu gibi gene kötü çocuk olduk..gitsin denilen iki oyuncu için medya bir anda kampa başlattı bir yandan yönetime bir yandan oyunculara ve bir yandan da taraftara gazladı sonuçta bu transferlerde Başarısız oldu..başarısız derken Beşiktaş açısından değil transfer açısından...neyse son olarak İbrahim Kaş transferi gerçekleşti...medya gene yediremedi bu duruşu başladı vurmaya..ama şu bir gerçek..Dünya'nın hiç bir yerinde bedavaya giden bir oyuncu para verilerek alınmaz..ilk duyuşta bunu enayilik olarak düşünebilirsiniz...ama Beşiktaşta Bu durum Beşiktaşlılık Duruşunun dışa vurmasıdır..Kendi değerine, topçusuna sahip çıkmak onu kucaklamaktır..Fakat medya herzanan ki gibi gene bize vurmuştur...Ama sağlam duruyoruz yıkamazlar korkmayın...Gelelim bir başka olaya Federasyon saçma sapan bir fikirle forma arkasına reklam aldırdı.Rakiplerimiz 3-5 milyon euro larla oynarken biz parasız olarak Kızılay reklamı aldık...İnsaf be kardeşim ona bile dediler ki reklam bulamadılar...yok ya zor mu geldi Beşiktaşlılık duruşu yazmak ya da yazdınız sütunu tam sayfa yapmak..neyse bugünlük eleştirim bu kadar umarım bir yerlere gidip kapak olmuştur...

herkese iyi ve Bol BEŞİKTAŞ'LI mutlu günler...

16 Ağustos 2009 Pazar

Türk Futbolu Finish(TFF)

Başlıktan da anlaşıldığı gibi Türk Futbolu Finish..Bunun sebebi bazı egolu amcaların futbolumuzu ele geçirme çabaları..2003 yılını hatırlarsınız..Beşiktaşın..1 malubiyet alarak(kötü düşünmeyin hakem hatası)şampiyon olduğu 100.yıl ve o yıldan sonra başlayan futbol kaosu..Gelen şampiyonluktan sonra 2003-04 sezonuna fırtına gibi giren Beşiktaş ilk yarıyı nağmalup ve 8 puan önde lider kapatır..Dönemin federasyon başkanı Şimdilerde Bir kulüpte yöneticilik yapan eski federasyon yöneticisine' Beşiktaşı Durdurun' talimatı verir...Bir anda gerek ülkemiz gerekse Beşiktaş Açısından bir kaos ortamı oluşur..medya da bu kaosa destek olunca Türk futbolu içinden çıkılmaz hale gelir..Ve sezon 2008-2009 Tüm oyunlara rağmen Beşiktaş Çifte kupalı Şampiyon...2009-10 sezonunun başlaması büyük bir heyecanla beklenir..Ama heyecan sezonun başlamasına günler kala kursakta kalır..Beşiktaş Hakkı olan kupa için maç yapmak zorunda bırakılmış ve hakemin tutarsız,taraflı kararları sayesinde önemsiz kupayı kaybetmiştir.Camia tepkilidir ama ortam yatışır..fakat hakemle hiç bir alakası olmayan ve kendi kendine söylenen Rüştü'ye hakaretten 3 maç ceza gelir..başka futbolcular hakemin yakın geçmiş ve bundan sonraki geleceği hakkında yorum yaparken rapora yazılmayan şeyler başkalarının hakeme ispiklemesi ile kendi kendine konuşan futbolcu ceza almıştır..Olay ceza ile de sınırlı değildir. Lig başlamış..Beşiktaştaki topçuların yarısı kadar top oynamayan adamlar kral muamelesi görmüş..Beşiktaş gene ligin kötü çocuğu olmuştur..bu ilk maça da yansımış hakem vasıtası ile federasyon Beşiktaşa 2 puan daha takmıştır.Görülmüştür ki renkleri farklı olan takımlar saçma sapan kararlar ile desteklenmiş kural ihlali yapan oyuncular ihtar ile geçiştirilmiştir....

Bu saatten sonra yapılacak bir tek şey vardır. Dönen bu çarka Çomak sokmak. Bu da tüm camianın görevidir..haydi harekete geçelim....saldır Beşiktaşım Oleyyyy....

22 Temmuz 2009 Çarşamba

herkese merhabalar..

Merhaba asi ruhlu dostlarım...taraftarlık ve yaşam tarzı arasındaki farkı anlamış güzel insanlar...son şampiyonun muhteşem halkı...can dostlarım kardeşlerim merhabalar...bugün ilkkez bir blog ile karşınızda olacağım..bundan böyle gündemi takip etmeye ruhumuzu internete yansıtmaya çalışıp bilgi ve düşünce yaymak için elimden geleni yapacağım..şimdilik herkese iyi günler...
Blog Widget by LinkWithin