30 Eylül 2009 Çarşamba

OYUNCULAR VE FİKİRLER SOĞUKTA DONMUŞLAR!!

Yıllardır izlediğim en sorumsuz en kendini bilmez Beşiktaş bir kez daha puan kaybetti. Hala anlamaya çalışıyorum...Hoca ve futbolcular ne yaptıklarını biliyorlarmı diye. Gerçi ne yaptıklarını anlamakta zor ya neyse.
lafı fazla uzatmayacağım bu sefer eleştirmeden gelişmeleri takip edeceğim...kendinize ve takımınıza iyi bakın..

24 Eylül 2009 Perşembe

VURUN BEŞİKTAŞ'A!!!

Lige iyi başlayamadık fark 9-12 fark etmez üst sıralarda bir kaç takım var. sezon bitti de haberimiz mi yok arkadaşlar. Nerede şampiyon camiaya? neler oldu  da yorumcusundan,yöneticisine,başkanına,hocasına,futbolcusu' na kadar herkes Beşiktaş'ımıza vurur oldu.Gene ezilen ,puanları giden,küfür eden,paraları giden ,skandal batağına düşen biz olduk. HAYDİ VURUN BEŞİKTAŞ'A kampanyasını kim başlattı...

Sezon başlangıcını böyle özetledik iyi oynayan hücum eden bir takım Beşiktaş. Şanssız bir o kadar da direklere, hakemlere,ona buna takılan bir takım. Büyük başarısında yokmuş farzedilen, en küçük kaybında yerle bir edlen bir takım. Güçlü, savaşan,son barikat bir takım.Haydi gene vurun Beşiktaş'a saçmalayın onu bunu bahane edin.Haydi Vurun BEŞİKTAŞ'A Başarabilirseniz yıkana kadar vurun,bıkana kadar vurun. Karşınızdayız gene ŞEREF'İMİZLE  Savaşıyoruz ASİ RUHUMUZ'LA DELİ KANLI DURUŞUMUZLA, kazanacağız HAKKI'MIZLA. Siz vurun devam edin haydi VURUN BEŞİKTAŞ'A!!! 

13 Eylül 2009 Pazar

BU TAKIM BU SENE GENE ŞAMPİYON!!

Tüm gözler Ali Sami Yene çevrilmişti. Herkes takımımızın beklenen patlamayı yapıp çok şişirilen Galatasaray'ın havasını almasını bekliyordu. Nitekim kadro sahaya çıkınca şoke olmuştuk inanılmaz bir şekilde forvetsiz oynamak için ısrar eden ve oyunucuları yerinde ve zamanında kullanmayan bir hoca ile karşı karşıyaydık.üstelik kalede 4 hafta sakatlıkla boğuşan bir kaleci vardı.takımın mücadele gücü muhteşemdi. 4. dakikada yediğimiz gol bile bizi oyundan koparmamıştı. ama eksik olan bir şeyler vardı. oda forvetlerdi.forvet oynaması gereken Nihat bir şut bile atamazken gol fakiri Serdar maçtaki neredeyse tüm pozisyonlarımızı bozuk para misali harcamıştı.oyuna sonradan giren Bobo ve Holosko da kaleye oldukça uzak oynayarak sanki gol atmamak için oynuyormuş gibi ilginç bir takım ve hoca izlettirdi herkese. Millet takıma futbolculara yerleştiriyor. Ağzı olan yorumcu kalemi olan yazar oluyor biranda yıpratma çalışması başlıyor..

İnanç herşyi başarmamızı sağlar.. Biz inanıyoruz hoca inanıyor,futbolcu inanıyor..hoca 8. haftayı taraftar puanı futbolcu seriyi bekliyor...orda burda konuşanlarda şu takım çöksede giydirsek diye bakıyor..

İnaç diyorki her yıl olduğu gibi gene Beşiktaş millete giydirecek ve diyoruz ki inanın çocuklar çocuklar inanın.. Her konuşana değil mücadele edenlere bakın..

BU TAKIM BU SENE SÖKE SÖKE ŞAMPİYON!!!

7 Eylül 2009 Pazartesi

RUHUMUZ GERİ DÖNERSE!!!

Bir Beşiktaş'lıyı diğer taraftarlardan ayıran en önemli farklardan biri RUH'tur. Asi Ruh, Takımda bu ruhla oynar. Savaşır mücadele eder. Başarıların ardı arkası kesilmezdi. Bu ruh çoğu zaman Pascal olurdu bazen İlhan ve Sergen,Murat,Zago,Ronaldo saymakla bitmez. İşte bu ruh yüzüncü yıldan sonra bir yerlere gitmişti. Yıllarca göstermelik başarılarla ruhumuz geldi sandık. Taaki Mustafa Denizli gelene kadar. Denizli hocamız ilk geldiği gün takımın ruhu ve özgüvenini geri getireceğiz demişti. Getirdi de Ernst oldu,Yusuf oldu,Toraman oldu ve bütün futbolcularımız ruhumuz oldu. Şampiyonluklar Kupalar oldu. Ama gelin görün ki Bu Ruhta futbolcularımızla beraber tatilde kaldı. Ruh olsun diye Ferrari ,Nihat,iki üç genç oyuncu alındı ama gördük ki ruhumuz gel gitlerle yeniden kendini göstermeye başladı. İşte bu ruhun patlama yapmasını beklerken bir an önce patlasın diye sürekli bekledik sürekli destek olduk sonuna kadar da destek olacağız. Son olarak Tabata bu Ruh'u ortaya çıkartırmı bilinmez ama en kısa zamanda Beşiktaş'ın ASİ RUH'U patlama yapacak ve ligimizle beraber Avrupayıda sallayacaktır..bekleyelim görelim..

4 Eylül 2009 Cuma

BEFAM NEREDE?

Avrupa da neredeyse tüm takımların uyguladığı bir sistemdir 'scout sistemi'.10 larca gözlemci çeşitli ülkelerde neredeyse halı saha maçlarını bile takip edip çeşitli yaş aralıklarından 1000 lerce futbolcu listelerler.Sadece yurt dışı değil kendi ülke ve alt yapılarında da çalışıp yeni yetenek ve oyuncular bulurlar. Bu sistemin Türkiyede doğrudan uygulanmasını gerek federasyon gerek takımlar ekonomik açıdan zor bulmaktadır. Bu yüzden iş amatörce yürür.Ama buna benzer bir sistemi yıllar önce Beşiktaş Jimnastik Kulübü kendi bünyesinde kurmuş ve bir çok futbolcu ve yetenek futbola kazandırılmıştır.En bilindikleri Tello, Delgado,Ribery,Ekrem Dağ,Serdar Özkan gibi oyuncular ve daha bir çok futbolcu var. Ama gelin görün ki ülkemizin en büyük özelliği olan iyi şeyleri yok etme durumu BEFAM içinde gerçekleşmiş ve maliyetli olduğu gerekçesiyle kapanmış yada işlevliğini yitirmiştir.Başta Mehmet Ekşi olmal üzere kendi içinden bir çok antrenör ve hoca çıkarmış Beşiktaş kulübü nice isimlerle bu kurumu beslemek yerine yok etmeyi tercih etmiştir.Dikkat edin büyük ülke ve takımlar en önemli oyuncularını bile yerini doldurma korkusu olmadan satarken biz Delgado,Bobo gibi oyunucalrın yeri dolmaz diye satmaktan kokar olduk. Bu sistemin en önemli özelliği çok geniş bir futbolcu database'ine sahip olması.En önemli örnek İtalyanın Efsane takımı Ac Milan, süper yıldızları Kaka Leite'yi gözleri kapalı sattılar ve geçtiğimiz hafta da dünyada yeni Kaka arayışına başladılar ve scoutlarına çok güveniyorlar kesin olarakda bulacak ve dünya futboluna armağan edecekler..Bakın ülkemize Nihat hariç kaç oyuncu muz var dünyada tanınan.Tamam çeşitli sebeplerden gidemiyor oyuncular belki ama gidemeyen oyuncular kendi takımına ne katıyor iyi bakalım.Genç yetenek dolu Beşiktaş Alt yapısı ama kaç tanesi A takıma çıkacağından yada geleceğinden umutlu kim bilir hangi takıma kiralanacak yada küstürülüp yok olacak belki bir kaçtanesi A takıma çıkacak bilmem kaç paraya alınan yıldızların arkasında bir gün biri güvenir diye bekleyecek..Belki söylediklerime katılmıyorsunuz ama BEFAM yada scout sistemi muhteşem bir oyuncu portföyüne sahip yani bu adamı satarsam yerine adam bulamam gibi düşüncemiz olmazdı. Neyse umarım bir gün ülkesel açıdan bazı sistemleri kabul edip uygularız futbolumuz için önemli bu.

Bir sözde A2 ligine Avrupanın 10 yıl önce geçtiği 'reserves league'(Reserv lig) uygulamasına biz daha yeni adım attık.Ama bu olayında ilginç olan yanları var. Amaç gençleri kazanmak ve kendi takımında oynayamayan oyuncuları lige hazırlamaksa neden yaş sınırı var. neden maçlar büyük arenalarda herkesin gözü önünde olmazda orda burda olur. Yaş sınırı olmasa Orhanlar,Necipler,Emreler karşılarında Delgadolara, İbrahimlere ve daha bir çok sakatlıktan çıkan profesyonel oyuncuya karşı oynama fırsatı bulur. Bu da kendini geliştirmesine,A takıma hazırlanmasına ve Kendini kendinden daha üst seviye oyunculara karşı deneme imkanı bulur.Yaş sınırı olunca aynı jenerasyon tıpkı alt takımlarda olduğu gibi hala beraber oynuyorlar biliyorlar ki A takıma hazırlık değil bu. Köşeye atılmış stadlarda oynuyorlar sadece İlk maç derbi olduğu için İnönüde oldu.hatırlıyorum eskiden maçlardan önce paflar çıkar maç yapardı.taraftar izler futbolcu alışırdı. ilerde o oyuncu doğrudan takımda oynar ve baskı hissetmeden hem sevilir hem başarılı olurdu.Yuhalanmaz yada kovalanmazdı kulüpten.

Umarım doğru konulara değinmişimdir.şüphesiz unuttuğum çok şey var ama.bunlarda anlatmak istediklerimi anlatmamı sağladılar.herkese iyi ve bol Beşiktaşlı günler.
Blog Widget by LinkWithin